Balkır Çiftliği'nin bugün bildiğiniz hali, aslında çok samimi ve özel bir hikayeye dayanıyor. Yıllar önce, çiftliğimiz sadece ailemiz ve en yakın dostlarımızın buluşma noktasıydı. Doğanın kucağında, şehrin karmaşasından uzak, hafta sonları ya da hafta içi fark etmeksizin bir araya gelir, uzun sofralar kurar, barbekülerimizi yakar, şaraplarımızı tadar ve sohbetin tadını çıkarırdık. O anlar, sadece yemek yemek değil, hayatın telaşından sıyrılıp huzuru bulduğumuz anlardı. Üstelik bu huzur, sadece bizim değil, çocuklarımızın da büyüdüğü, doğayı keşfettiği, anılarını biriktirdiği bir yerdi. Tıpkı bizim çocuklarımız gibi, dostlarımızın çocukları da bu çiftlikte büyüdü. Her köşesinde onların izleri, kahkahaları ve hatıraları var.

Her defasında, doğanın dinginliği ve samimiyetin gücüyle içimizi doldururduk. Sohbetler uzar, zaman dururdu adeta. Misafirlerimiz, bu atmosferin ne kadar özel olduğunu fark eder ve sık sık şu soruyu sorardı: “Neden burasını bir mekan haline getirmiyorsunuz?”

Bu soru, önce bir tebessüm olarak başladı, fakat zamanla bu güzel düşünce, yüreğimizde bir kıvılcıma dönüştü. Neden olmasın? Bu huzuru, doğanın bu cömertliğini ve samimi sofralarımızın sıcaklığını herkesle paylaşmak fikri giderek daha cazip hale geldi.

Ve işte bugün, Balkır Çiftliği bu hayalin gerçeğe dönüşmüş hali. Ailemizle ve dostlarımızla kurduğumuz sofralar, şimdi siz değerli misafirlerimiz için kuruluyor. Hafif bir müziğin fonda çaldığı, çocukların özgürce oynadığı, doğanın içinde kaybolduğunuz bu yer; sizin de kaçış noktanız, huzur durağınız oldu.

Her gün burada, o ilk sofralarda hissettiğimiz mutluluğu ve huzuru yeniden yaşıyoruz. Sizleri de bu hikayenin bir parçası olmaya, doğanın ve samimiyetin kollarında dinlenmeye davet ediyoruz.